UBER: Taksicilik Sorunu

Gelen Gideni Her Zaman Aratmaz.

Geçenlerde UBER'in gidişine üzüleceğimiz bir olay yaşadım.

Hastaneye gitmek üzere durakta beklerken yanımda benden önce gelen 2 kadın ve balkondan düşmüş yaralı bir ev kedisi vardı.

Buraya kadar her şey normal tabi;

Taksici arabasına hevesli bir şekilde gelerek nereye gideceğimizi sordu. Ben bahçelievler cevabını, kadınlar da bayrampaşa cevabını verdi.

Burada ilk ahlaksızlık taksicinin ilk geleni sorması gerekirken mesafe hesaplaması yapmasıydı.

Taksici ben daha uzağa gittiğim için beni götürmek istedi. Sonrasında kedinin balkondan düştüğünü belirten kadına "ne yapayım abla" minvalinde bir cevap verdi ki bu cevapla hem ilk ahlaksızlığını unutturdu hem de öfke katsayımızı yükseltti.

"Ben daha sonra geldim hem kedinin canı söz konusu" dememe kalmadan kadınlardan biri öfke kontrolünü kaybedip bizim taksiciye küfürler yağdırdı (haklı olarak). 

Sonuç olarak çevrenin de tepkisine dayanamayan taksici 3'e 5'e tamah ederek 2 müşterisini de kaybetti.

Normal insan burada 2 müşteriyi kaybetmesine üzülmez, insanlığını kaybetmesine üzülür ama bir can'ı birkaç liraya tercih eden birinin bunu sorgulayacak kapasitesi yoktur.

İnsan olan düşünür; Ulan ben şimdi 3-5 lira için müşteri seçiyorum ama seçtiğim müşteri bana güvenir mi? 

Neden güveneyim? Bugün bu ahlaksızlığı yapan, yarın yolu uzatıp insan da dolandırır, ırza da göz diker.

Daha da kötüsü şu ki bir sonraki arabasına bindiğim taksiciye ne düşündüğünü sorduğumda "Adam haksız ama..." cümlesini kurmasıydı.

Ama'dan önce söylenen sözlerin bir önemi yoktur. Evet mesafe hesabı yapmak kârlı olsa da ahlaki tarafı yok.

Taksiciler arasında bu ahlaksızlık oldukça normalleşmiş ülkenin ekonomik ortamı gereği diyeceğim ama istisna olarak hastaneden döndüğüm taksici oldukça efendi, iyi bir insandı.

Velhasıl sizlere o fakirliği öven eski metinleri siktir edin. Ülkedeki fakirlik taksicileri bile bu kadar yozlaştırmışken siyasetçilere neler yapmaz...

Fakirliğin herhangi bir övünülecek tarafı yoktur.

"Bizim Allah'ımız var!" Dedikleri tam bu noktada Allah'tan uzaklaşıyorsunuz.

Bir başka husus ise işini dürüstçe ve kaliteli yapan Uber'e yazık oluşuydu. Memlekette efendi gibi işini yapan herkes cezalandırılıyor. Öyle bir lobicilik var ki rekabet edeyim, işimizi geliştirelim kafası yok. Tekelci olayım, rakibi engelleyeyim kafası var.

Bu kafadan ekonomik refah yaratan bir toplum çıkarması beklenebilir mi? 

3-5 lira için bir kedinin hayatını bile hiçe sayanlar oldukça bu toplumda ilerleme kaydedilebilir mi?

Olmaz, bu şekilde olmaz. Taksiciyi de bu ahlaksızlığa sevkeden sebepler ortadan kalkmadıkça olmaz.

Herif her taksiye çıktığında o gün, taksi kazansa da kaybetse de, taksinin sahibine anlaşılan miktarı vermek zorunda.

Sistem bile ahlaksızken, ahlaklı bir iş beklenemez.

Hadi taksicilik sistemini geçtim devletin vergi sistemi adil, ahlaklı mı ki toplum da adil ve ahlaklı olsun. 

Bizim devletimiz ahlaksız. Ölümden bile vergi alan bir devletten bahsediyoruz burada. 

Toplumun refahının önünde bir engel teşkil ediyor devlet yapısı.

Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıyken, burada az kazanandan çok vergi alınıyorsa bu toplum bu ekonomik baskılarla yarın insan canını da hiçe sayacaktır.

Sayıyor da...

Özellikle Istanbul'da.

Dışarı çıkıyorsun can güvenliğin yok, pazara gidiyorsun paranın değeri yok, trafiğe giriyorsun zamanının değeri yok, devlet kademesine girmek istiyorsun emeğinin değeri yok, siyasetçilere bakıyorsun vatandaş olarak değerin yok.

Bu ülkeden hala kim umut besleyebilir? Ben bir genç olarak böylesine rezil bir ortamda kalmam için sevdiğim birkaç iyi insanı saymaz isek hangi sebebe sahibim?

Yanlış yoldayız diyeceğim ama artık yürüyecek bir yol bile kalmadı bu ülkede.

Sonunda ise; kendi ırkımızın, devletimizin, kültürümüzün ne kadar iyi olduğunu söyleyip kendimizi kandırarak yok oluşumuzu izleyeceğiz.

Ve halimize kargalar bile gülmeyecek...