Kayıtlar

Ekonomi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tefeci Devlet: KYK Kredisi ve Nas

Resim
Daha önce faiz ve enflasyon arasındaki ilişkiyi incelemiş ve bunun dini anlamda yorumunu yapmıştım. O yüzden bu konulara yeniden girmeyeceğim, lakin enflasyon miktarında faizin Kur'an'da yer alan ve haram olan "Riba" ile uyuşmayacağı kanaatindeyim. Bunu söyleyerek bu yazıya başlayabilirim. Uzun zamandır yaz(a)mıyorum. Zira yazabilmek için beslenebilmek gerekli. Eskisi kadar da okumuyorum artık. Kitap okumanın öyle çok matah bir şey olduğunu da zannetmiyorum. Derdinizi artırmak istiyorsanız okuyun. Aptal statüsünden sizi çıkarır kitap okumak ama IQ seviyesi ve dert doğru orantılı olarak artıyor bu süreçte.  Zaten bu düzende kimse sizden filozof olmanızı beklemiyor. Bilginizi ne kadar fazla paraya dönüştürebilirseniz, o kadar fazla huzura kavuşuyorsunuz. Ama benim gibi aptallık yapıp, yüzeysellikten uzaklaşıp her konuyu derinlemesine incelemek zorunda hissederseniz kendinizi huzurunuz kaçıyor benim gibi.  Bugünlerde bizim o büyük devletimiz, İslam'ın san

Teknolojik Gelişme, İstihdam ve Beklentiler

Resim
Yapay zekanın, robotların yaygınlaşmasının dünyada çalışma saatlerini düşüreceğini söylemek için erken. Zira geçmişte de makineler sanayide yaygınlaştığında herkes daha az çalışacağını zannediyordu. Makinelerin yaygınlaşması üretimi artırdığı gibi insanların çok daha fazla çalışmasına neden oldu. Sermaye sahibi artık malını çok daha ucuza çok daha fazla ülkeye ve tüketiciye ulaştırdı makineler sayesinde ama işçi için hiçbir şey değişmedi. Bu fikre dayanarak sanayide robotlaşmanın çalışma saatlerini düşürmeyeceği fikrine kapılsam da hesaba katmamız gereken başka faktörler de var. O da globalleşmenin ve doğal kaynakların sınırı. Tabi bir de iklim krizi söz konusu. Bu 3 faktör üretim araçlarını hangi noktaya götüreceği bilinmez. Fakat nüfus azalmaya başladığında, doğal kaynaklar artık yetersiz kaldığında, globalleşmeyle yeni pazarlar açılmadığında üretim artmayacaktır. İşte o zaman regülasyonları göreceğiz. Devletler seve seve istihdamı paylaştıracak, çalışma saatlerini ve gün

Çalışma Saatleri ve İstihdam

Resim
"Ey tembellik, uzun süren sefilliğimize acı! Ey sanatların ve soylu erdemlerin anası tembellik, insan kaygılarına merhem ol! " Tembellik Hakkı, Paul Lafargue Bugün İşçi Partisi Erkan Baş'ın bir videosunu gördüm. İşsizliği düşürmek için şöyle bir öneri getirdi: "İnsanlar 12 - 14 saat çalışıyor, 6 saatten fazla çalışmayı yasaklarsanız istihdam 2 katına çıkar" dedi. Bir liberal olarak söyleyebilirim ki dediği çok da yanlış değil. Hatta hiç değil. Sadece eksik. Türkiye'de çalışma saatleri çok yüksek ve koşullar ağır. Kronik enflasyon problemi çözülüp %2, %5 gibi bir noktaya geldiğinde verilebilecek en doğru karar çalışma saatlerini düşürmektir ve istihdamı paylaştırmaktır. Bir insan maksimum 4 gün ve maksimum 6 ya da 7 saat çalışmalıdır. Bu hayalperestlik veya romantiklik değil olması gerekendir. İnsancıl koşullar sağlamak ne liberalizmi ne kapitalizmi eksiltmez. Sosyalizmi de getirmez. Hatta verimliliği, üretimi ve tüketimi artırır. İnsanlar mutsuz

Ekonomide Şahlanma Var!

Resim
Allah reisten razı olsun ülke her geçen gün çağ atlıyor. Her gün ihracat rekorları kırarak müslüman ve türk dünyasının önderi olmaya devam ediyoruz. Reis Amerika'ya, Avrupa'ya meydan okuyarak, o dik duruşuyla ekonomide o büyük şahlanışın önderi olmaya devam ediyor. Kalkmışlar bazı vatan ha(y)inleri yok dolar 10 lira olmuş yok 15 lira olmuş yok 20 olacakmış diye yaygara koparıyorlar. Kardeşim görmüyor musun şu 20 senede yapılanları? 20 sene önce tüp, yağ kuyrukları yok muydu? O zamanlar iha - siha yapabiliyor muyduk? Kim istemiyor iha - siha'yı? Pkk, pyd, lpg, Abd, Ab, Rusya, İran, feto? Türkiye bugün kalksın desin ki doğuda bir kürdistan kurulmasına izin veriyorum, Libya'dan çıkiyorum, Kıbrıs'ı rumlara veriyorum... Dolar hemen 1 liraya düşerdi. Ama Hemen he. Böyle tl dolar düğmesi var ona basıyorlar, şakkadanak düşüyor. Siz reise güvenin kardeşim. Bakmayın öyle Kılıçlar Kemaloğlu'nun, Akmeral Şener'in laflarına. Ülkede her gecen gün ihracatımız a

Enflasyon Miktarında Faiz

Resim
Yine dünya ve ahiret arasında kaldık bu konuyla. İnançla örülü vicdani yük o kadar zorluyor ki insanı, aklın söylediği meleğin gönlünü mü kırar, şeytanı melek gibi mi gösterir düşünmeden edemiyorsun. Meleğin gönlünü kırmaktan da haddini aşan şeytana haddinden fazla değer vermiş olmaktan da korkuyorsun. Gelelim günümüzün meleklerine ve şeytanlarına. Halifelerine ve sultanlarına... Hz. Ömer ve Selman-ı Farisi arasında şu konuşma geçer: - Ben halife miyim, yoksa sultan mı ? - Eğer sen, Müslümanların malından bir dirhem dahi olsa, kanunsuz olarak (hakkın olmadığı halde) alırsan ve bunu da keyfin için harcarsan o zaman sultansın; değilse halifesin.  Bu sözler Ömer'i ağlattı. Bir gün Ömer dedi ki: "Allah'a yemin ederim ki ben halife miyim, sultan mıyım bilemiyorum. Eğer sultansam vay halime." (İbn-i Sa'd, a.g.e., Iv/113.) Günümüzün karar vericileri gerçeklerden uzak, ideolojik körlük ile aldığı kararlarla veya kirli çıkar hesaplarıyla bir "Sultan" olduklarını

Ekonomik Problemin Temel İki Sebebi

Resim
Türkiye'de ekonomik problemlerin temel sebebi hukuksuzluk ve tek adam rejimidir. Neden? ⬇️⬇️⬇️ Merkez Bankası Örneği MB başkanları cumhurbaşkanı tarafından atanır ve 4 sene boyunca cumhurbaşkanı dahil kimse görevden alamaz. MB Başkanları 1 - 2  senede 4 kez kovuldu. Bu hukuksuzluktur. İstanbul Sözleşmesi Örneği Uluslararası geçerli olan bir sözleşmeden ayrılmak için tek bir kişinin kararnamesi yeterli değildir. Meclis kararı gereklidir. "Meclise gelseydi yine fesih edilirdi" diyebilirsiniz. Doğrudur. Mühim olan hukuka uygunluğu. Burada da hukuksuzluk var. Şeffaflık Meselesi MB verileri vatandaşların emeğinin parasıdır. Dolayısıyla kime ne kadar satış yapılmış şeffaf bir şekilde açıklanması gerekir geçmişte olduğu gibi. Şimdi hiçbir şeffaflık yok tamamen bir yalan rüzgarı hakim. Piyasadan borç alarak topladıkları 90 küsür milyar doları işaret edip "muhalefet yalan söylüyor, rezervimiz 90 milyar dolar" diyen kişi aslında yalan söylüyor. Rez

Bitcoin Üzerine

Resim
( Yatırım Tavsiyesi Değildir! ) ( Şahsi Gözlemlere Dayanmaktadır! ) Bitcoin yatırım aracı mıdır değil midir o tartışmaya girmeyeceğim ama Bitcoin en riskli yatırımlardan biridir. Bir saat içinde tüm birikim kaybedilebilir de çok kazanç elde edilebilir de. Bu yüzden alt coinler de dahil olmak üzere, sistemi iyice çözüp, bütçenizi ve kendinizi yormayacak bir şekilde yatırım yapmalısınız. Peki, sadece rakamları izlemek yeter mi? Sadece rakamları izlemek yetmez. Destek ve direnç kavramlarını da çözmek gerekli. Temel mantık şu; Destekten al, dirence yakın sat. Yani, düşenden çok korkma, paniğe kapılma, yükselene girme. Bitcoin fiyatları neye bağlı olarak artıp azalıyor? Kullanıcı sayıları ve para giriş çıkışlarının büyüklüğü… Sert düşüşlerin nedeni ne? Beklentiler… Bitcoin henüz yeni popülerleşmiş bir alan olduğu için çeşitli açıklamalardan ve olaylardan oldukça fazla etkileniyor. Örneğin, bitcoin’in ciddi yükselişlerinden sonra hep bir düşüş yaşanıyor ve destek noktalarına iniy

Uyandırma Servisi

Resim
Uyandırma Servisi... 2040'da dünyayı bekleyen su kıtlığı öngörüsü. Basit bir coğrafya bilgisi olarak Türkiye yarı kurak iklime sahiptir. Küresel ısınma kurakları daha kurak, yarı kurakları ise kurak iklime dönüştürecek. Dolayısıyla 2040'dan önce kurak bir Türkiye göreceğiz. Durum şu açıdan içler acısı. Küresel ısınma tahminlerin üzerinde artıyor. Karbon salınımı artmaya devam ediyor, nüfus artmaya devam ediyor. Dolayısıyla, yakın gelecekte içme suyuna erişim oldukça pahalı olacak ve bu durum ilk önce yoksulları vuracak ama çok sert bir şekilde. Sadece su değil, gıdaya erişim de zorlaşacak. Türlerin yok olması çeşitli ekolojik sorunlara yol açacak. Kuraklaşan iklim ekip biçmeyi zorlaştıracak. E tabi sulama işleri de zorlaşacağı için tarım neredeyse imkansız olacak. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda neler yapılabilir? Verimlilik, tasarruf, Malthus teorisi, temiz enerjiler, bilimsel gelişmeler öne çıkan 5 unsur. Her alanda verimliliği artırarak kaynakları mümkü

2021'e Dair: Virüs ve Kuraklık

Resim
2020 gerçekten çok kötü bir yıl oldu. Kovid meselesini geçtim, hijyene, dolayısıyla suya en çok ihtiyacımız olduğu zamanda kuraklık baş gösterdi. Barajlar çok rezil seviyelerde ve hiç bu kadar düştüğünü hatırlamıyorum. Kendi adıma elektrik ve su harcamalarımı kıstım. Tasarrufa geçtim. Sadece duş süresinden azaltılan 1 dakika yılda 5 - 10 ton suya tekabül ediyor.  Fakat ben bunları sıkı bir gündem takipçisi olduğum için yapıyorum çünkü bilime kulak veriyorum ama insanların %90'ında bu yok. Dolayısıyla devletlerin bundan yaklaşık 1400 sene önce inen "israf haramdır" uyarısına bağlı olarak, israfı önleyecek çalışmalara geçmeliler. Yoğun elektrik tüketimi, su tüketimi veya ısı tüketiminin önüne geçilmeli. Bunun hem tabiata hem de ekonomiye katkıları olacaktır. Yapılacaklar çok basit. Önce eğitime israftan kaçınma bilincini aşılayacak bir tasarruf dersi koyacaksın ki ilkokulda gördüğüm tuvaletin musluğunu açık bırakıp giden veled-i zina'lar türemesin. Belli bir

Komünizm: Vasıfsızlık ve Kıskançlık

Resim
Dünyanın en büyük yalanlarından biri komünizmin sömürü sistemine karşı savunulduğu iddiasıydı. Çünkü, aslında komünizm, halkın çoğunluğunu oluşturan vasıfsızların birleşip zor kullanarak üretken, verimli ve çalışkan insanları sömürmesiyle ilgilidir. Aynı zamanda komünizm, yine aynı vasıfsızların kıskançlıkları üzerine kurulmuş bir ideolojidir. Insan tabiatı gereği aynı seviyede üretken, verimli, zeki veya fiziksel olarak güzel olamadığı için kazanımları da eşit olamıyor. Bir vasıfsız, üretken bir kişinin kazanımlarına sahip olabilmek için veya yakışıklı bir erkeğin sahip olduğu kadınlara sahip olmak için 2 ihtimali vardır. Ya onlar kadar üretken ve yakışıklı olmalıdır ya da zor kullanarak onlarla eşit olmalıdır. İlk şık normal şartlarda mümkün olamayacağı için bu kıskanç vasıfsızlar zor kullanarak bu kazanımlara sahip olmaya çalışır. Yine komünist manifesto da geçtiği gibi kadınlar bile duruma göre kamu malıdır. Evlilik vs zaten yok. Yönetici isterse kadınlara da el koyabil

Kuran'daki Riba Meselesi: Faiz mi Tefecilik mi?

Resim
Kurân-ı Kerim'de, "Borç verilen şeyi belirli bir ilâve ile geri alma" mânasında olan ve feyz kökünden türeyen fâiz kelimesi yoktur. Bu kelimenin yerine, Kuran'da ribâ kelimesi kullanılmıştır. Riba'nın ise bugün anladığımız faiz anlamında mı yoksa tefecilik anlamında mı kullanıldığı yoruma açıktır. Eğer faiz anlamında kullanıldıysa riba, neden riba kelimesi yerine faiz kelimesi kullanılmadı? Eğer tefecilik anlamında kullanıldıysa neden ısrarla Faiz haramdır diyorlar? Faiz haramsa neden haram? Tefecilik haramsa neden haram? Bu soruların yanıtının insanı bu konuda hakikate yaklaştırabileceğine inanıyorum. Genelde "faiz haramdır çünkü..." diye başlayan cümlelerin sonu "emeksiz para kazanırlar" ile biter ama bu fetvayı verenlerin, altın gibi döviz gibi kaynakların değerinin artmasıyla kar edilmesine karşı olduğu görülmez.  E hani emeksiz para haramdı? Eğer samimi iseniz ve gerçekten faizin emeksiz para kazanmaktan dolayı haram olduğunu d

Aşı Çalışmaları Üzerine

Resim
Bu aşı muhabbetleri gece gece beni bir tefekküre daldırdı. Bazen kendime de şaşırıyorum doğrusu. Geceleri kimi gidenine ağlıyor, kimi de gelmeyenine... Benim gelen de giden de umrumda değil. Duygusuz muyum; hayır. Fakat gecenin bu vakti aşı çalışmalarına kafayı taktım. Neyse, dünyaya ne virüsler geldi geçti, kiminin aşısı var kiminin yok ama çoğunun yok. Örneğin, AİDS'in doğduğu günden bugüne 40 50 sene geçti ama hala aşısı yok.  Birara da Güney Amerika'da Zika Virüs dalgası vardı. Yanlış hatırlamıyorsam, Brezilya'da Dünya kupası oynanacaktı ve o zamanlar yabancı oyunculara "latin kadınlarıyla birlikte olmayın" gibi uyarılar yapılıyordu. Gelgelelim, zika virüsü de geldi geçti. Ne aşısı çıktı ortaya ne ilacı. Ama bu korona muhabbetinde durum farklı. Düşünsenize koskoca dünya 40 50 sene aids'e aşı bulamamış ama solunum yoluyla yayılan bir hastalık olan Kovid19'a 7-8 ay içerisinde birden fazla firma tarafından aşı üretilmiş. Bu sağlık sektörünün p

ABD Başkanlık Seçimleri Hakkında

Resim
Malesef yanıldım. Daha önce Trump'ın kazanacağını düşünüyordum ama henüz resmi olmayan sonuçlara göre öyle olmadı. Kovid belası, black lives matter dalgası ayağına harcadılar Başbuğ'umuzu... Neyse benim meselem burada farklı. Benim dikkatimi sonuç değil seçimin süreci çekiyor ve bu süreci değerlendireceğim spontane bir şeyler karalayacağım şimdi. Dolayısıyla, yazı nereye gider bilmiyorum tabi... O yüzden sözü kısa kesip, keyifli okumalar diliyorum. Benim anlamadığım nokta şu ki; demokratların o küreselci, özgürlük kılıfı giymiş faşizanlıkları yüzünden ortadoğu kan gölüne döndü. Trump gelince kan dökülmedi demiyorum ama Trump demokratlara göre melek kalıyor. Bunca insan bunu göremiyor mu, esas amaçları ne gerçekten merak ediyorum... Tamam komplo teorilerini sevmem, bu olayı "küreselciler böyüg oyun oynuyor" şeklinde de okumam ama bu heriflerin elindeki güç açıkça ortada. Yahu, koskoca devlet başkanının Tweet'leri engelleniyor. İnanıl

Kapitalist Dünya'da Irklara Bakış

Resim
Selam okuyucu! İlham ne acaip bir olgu. Gecenin bir vakti yetiştirmem gereken çalışmalarım olmasına rağmen ben kalkıp zihnimi rahatsız ederek beni yazmaya zorlayan bu konuyla ilgili yazıyorum. Yazmak için ilhamı hangi duygu durumlarım tetikliyor bilmiyorum ama çoğunlukla öfke ve üzüntülerimi yazarak tolere ediyorum. En azından bunu söyleyebilirim. Neyse, konu ben değilim. Konu kibir. Kimine göre Fransız ihtilalinden, bana göre Kabilecilik zamanlarından kalma bir kibir. İnsanlar o kadar aşağılık komplekslerine sahipler ki içinde bulunduğu grubu veya toplumu gerekli gereksiz yücelterek kendini de yüceltme, önemli gösterme peşinde. Birazcık ticari başarı veya bilimsel başarı sağlayan insanların bu konuda herhangi bir kibirlerinin bulunmamasına şaşmalı (onların da başarılarına dair kibirleri mevcut tabi). İçinde bulunduğu grup veya toplumdan kastım nedir? Bu yazının konusu olan ırk kavramı tabi. ( Yazım boyunca etnik kökeni de ırk olarak kabul edeceğim. ) "Biz Türk'ler

Finansal Okuryazarlık: Sosyal İtkiler

Resim
    “Finansal okuryazarlık; paranın nasıl kullanıldığını anlayabilme yeteneği ya da kişinin finansı anlayabilme becerisi olarak tanımlanabilir. Kişinin parayı nasıl kazandığı, onu nasıl yönettiği, onunla nasıl yatırım yaptığı (onu nasıl çoğalttığı) ve onu başkalarına yardım etmek amacıyla nasıl bağışladığı, finansal okuryazarlık kapsamındaki konulardır. Daha spesifik ele alınırsa, finansal okuryazarlık, bireyin tüm finansal kaynaklarıyla bilgi sahibi olarak, etkili kararlar almasını sağlayan yetenek ve bilgilerdir.” Wikipedia’nın finansal okuryazarlık kavramını tanımladığı bu paragrafa bakarak Türkiye şartlarında görülmesi olası olan yoksul kesimlerin finansal okuryazarlık seviyesini daha iyi değerlendirebileceğime inanıyorum. Vereceğim örnekte ise yoksul bir ailede finansal okuryazarlık bilgisinin aslında hangi sosyal itkilere dayandığı daha iyi anlaşılacaktır.        Türkiye şartlarında yoksul olarak sayılabilecek bir aile düşünün. Bu aile doğu kültüründen gelmekle beraber, her ne ka