Ekonomik Problemin Temel İki Sebebi

Türkiye'de ekonomik problemlerin temel sebebi hukuksuzluk ve tek adam rejimidir.

Neden?

⬇️⬇️⬇️


Merkez Bankası Örneği

MB başkanları cumhurbaşkanı tarafından atanır ve 4 sene boyunca cumhurbaşkanı dahil kimse görevden alamaz.

MB Başkanları 1 - 2  senede 4 kez kovuldu. Bu hukuksuzluktur.

İstanbul Sözleşmesi Örneği

Uluslararası geçerli olan bir sözleşmeden ayrılmak için tek bir kişinin kararnamesi yeterli değildir. Meclis kararı gereklidir. "Meclise gelseydi yine fesih edilirdi" diyebilirsiniz. Doğrudur. Mühim olan hukuka uygunluğu. Burada da hukuksuzluk var.


Şeffaflık Meselesi

MB verileri vatandaşların emeğinin parasıdır. Dolayısıyla kime ne kadar satış yapılmış şeffaf bir şekilde açıklanması gerekir geçmişte olduğu gibi. Şimdi hiçbir şeffaflık yok tamamen bir yalan rüzgarı hakim.

Piyasadan borç alarak topladıkları 90 küsür milyar doları işaret edip "muhalefet yalan söylüyor, rezervimiz 90 milyar dolar" diyen kişi aslında yalan söylüyor.

Rezervde olan paralar ham paralardır. Borç harç değildir. Borç paralar da bizim değildir. Bir nevi İpoteklidir.

TÜİK Örneği

Malûmunuz üzere enflasyon oranı gibi verileri TÜIK açıklar. TÜİK'in açıkladığı yüksek veya ciddi şekilde yükselen enflasyon oranı, ekonominin son derece kötü yönetildiğinin delilidir. Kötü yönetimin halk tarafından bilinmesi ise elbette oy kaybına yol açar.

Peki, bu bilginin ışığında, Türkiye İstatistik Kurumu başkanının 4 defa değişmesinin sebebi sizce nedir?

Neyse ki çarşı, pazar enflasyon konusunda yalan söylemiyor.

Ülke ekonomisinin kanseri olan enflasyonu doğru açıklamayan bir hükümetin, kanserin kemoterapisi olan faizi doğru şekilde kullanması da beklenemezdi zaten.

Merkez Bankasının Bağımsızlığı

Merkez Bankaları siyasetten uzak ve bağımsız olmalıdır. Siyasetten uzak olmalı ki seçim vakti geldiğinde bir anda kimse rezervi 130 milyar dolar eritmesin.

Neden erittiler? 

Sözde ekonomik saldırıyı boşa çıkardık yalanı için.

Bir hükümet oy ve enflasyon arasında kaldığında oy kaygısını seçerek merkez bankasına para basması için baskı yapar ve topluma verir. Basılan karşılıksız paralar o ay hükümete seçimk kazandırsa da kurumsal enflasyona sebep olarak enflasyonu çıkmaza götürür. Bugün olduğu gibi.

"Liberal politikaları benimseyen bir ülkeyiz" diyerek liberal olunmaz. Liberal devletler kanun devleti değil, hukuk devletidir. Kanun devleti ve hukuk devleti birbirinden farklıdır. Kanun devleti Kuzey Kore gibi olur, hukuk devleti hakedene hakettiğini veren adil bir devlet olur.

Türkiye bir kanun devletidir. Tek bir kişinin ansızın verdiği kararlarıyla bir gecede borçlarınız yüzbinlerce lira artabilir. Gıkınızı çıkaramazsınız.

Gazetecileriniz satılmıştır. Hesabını sormazlar, soramazlar.

Kurumlar bağımsız değil, itaatkar kölelerdir.

Şimdi kendinizi yabancı bir yatırımcının yerini koyun. Bir yere yüklü bir miktarda yatırım yapacaksınız. 

Yatırım yapacağınız yerde itaatkar köleler varsa, baskıcı bir rejim varsa, hukuksuzluk, eğitimsizlik ve kayırmacılık varsa, açıklanan hiçbir veri güvenilir değilse, oraya yatırım yapar mısınız?

Ben yapmam. Yerli yatırımcı olsam bile yapmam.

Hâl böyleyken bu ülkede ekonomik refah beklenebilir mi? 

Elbette hayır. 

Bu iş 2023'e kadar bu şekilde giderse, bunlar daha iyi günlerimiz.

Son olarak, "ekonomiye stratejik bir saldırı var" iddialarına ne cevap verirsin diye soracak olursanız, dışarıdan herhangi bir saldırının olmadığını söyleyebilirim. İddia eden, ispat ile mükelleftir. İspat edilememiş iddia ise yok hükmündedir. Esas saldırı bana göre dışarıdan değil. Nereden olduğunun cevabını ise zamanında Özdemir Erdoğan Gurbet adlı şarkısında vermiş.

"Bizi dost bildiklerimiz vurdular."

Ves'selam...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed Temporal Lob Epilepsi Hastası mıydı?

Mütevazi Bir Cuma Duası

Dilan Polat Bir Vatanseverdir, Neden mi?