Kayıtlar

Eleştiri etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mutluluk Üzerine: Sosyal Medya Lümpenleri

Resim
Sosyal medyada genelde düşüncelerimi paylaşmayı daha değerli buluyorum. Öyle itibar edilen görüşler sunan Sokrates falan olduğumdan da değil. Zaten her fikir destekçi bulabildiği gibi muhalifini de bulur. Lakin mesele o değil. Mesele anlaşılmak istiyor olmam. Her insan gibi ben de kendi zihnimdeki ütopyada yaşıyorum. Bu ütopyaya uymayan tüm çarpıklıkların sancısını ise konuşarak, paylasarak azaltma yoluna gidiyor(d)um. Sonradan fikirlerimi de kendime saklamaya başladım. Zira herkesin yaşamı zor. İnsanlar bir de para verdikleri şu internete girdiklerinde benim leblebi kafalı kılıçdarın adaylığı ile ilgili görüşlerimi bilseler ne bilmeseler ne. Bir story atarsın, 3 kisi itibar eder 5 kisi itibar eder. Geri kalanı için sadece zaman kaybısın.  Dediğim gibi insanların hayati zaten zor. Bir de telefona her girdiklerinde siyasi, felsefi konularin insanların karşısına çıkmasına gerek yok. Gezilen görülen yerlerin fotoğrafları, bir iki bebek videoları, müzik paylaşımları... Sosyal m

Türk Eğitim Sisteminin Kokuşmuşluğu Üzerine

Resim
Türkiye eğitim sistemiyle alâkalı kokuşmuşluğu üniversitede iliklerime kadar hissettim. Ders içeriklerinin leşliğine, akademi dünyasının garabetlerine girmeyeceğim lakin çok basit bir örnek vererek bunu açıklayacağım.  Sağlık bilimleri fakültesine girmişiz genç bir dimağ olarak, vermişler elimize bir liste, seçin bu dersleri demişler... Seçmeli dersleri bizim yerimize seçip zorunlu hale getiriyorlardı evet. Neyse bunu geçelim. Seçtik bir ilkyardım dersi, dedik öğrenelim güzel şeyler. Ne olur ne olmaz. (Bu arada üniversite adı vermiyorum. Ülkede fikir özgürlüğü zaten yok boşuna başım ağrımasın.) İyi bir doktor girdi dersimize. Kendisi yurtdışında görevlendirilmiş baya tecrübeli bir adam. Başladık teorik eğitimlere. Heimlich manevrası bu durumlarda yapılır, suni tenefüs şu durumlarda yapılır, yanıklarda bu yapılır vs vs... Tabi ders ilgi çekici, neden; çünkü hepimizin ailesi, dostları var. Allah korusun ama bir gün birimizin işine yarayabilir. Bu gerçekçi düşünce benim merakl

Günümüz Feminizm'i Üzerine

Resim
(Dikkat: Bu yazı eser miktarda argo içermektedir.) Bazen metinlere nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Duygularımı çok belli edebilen biri değilim fakat yazma serüvenimin başlangıcından bu yana ruh halimin yazdığım metinlerin üslubuna yansıdığını söyleyebilirim. Bu yazıyı ise aralıklarla yazdığım için ruh halim gibi üslubum da değişiklik gösterecektir. Gerçi böyle bir yazıyı şu an Elif Türküsü dinleyerek yazıyor olmam da şu an bana ne alaka dedirtmiyor değil ya, Herneyse... Canım bir şeye sıkılınca acayip sarıyorum bazı konulara. Feminizm'de bunlardan bir tanesi. Yalnız bu konulara sarma sebebim feminizm özelinde düşünülmesin, zira feminizmi ve feministleri şamar oğlanı olarak kullanmıyorum. İşim gereği çoğu konuyu araştırıyor ve aşina oluyorum, dolayısıyla bazılarından irite oluyorum (İrite olduklarımı şamarlıyorum ama). Geçenlerde düşünüyorum, ulan Çağatay bu kadar zamandır sosyal medya kullanıcısısın hangi başarıyı elde ettin bu alanda? Birkaç güzel dost kaza

PR: Farkındalık ve Politik Doğruculuk

Resim
Yeni nesil PR yöntemi. Abuk sabuk ama prim yapan sözde Farkındalık fikirlerini kullanarak reklam yapmak.  Reklamcılık açısından baktığımızda bence başarılı bir fikir, bolca aptalı kendine çeker, adından söz ettirir. Fakat, rasyonel insanın elbette umrunda olmuyor bunlar. Mesela bu paylaşımı birçok aptal birbirine gönderecek, ay neee hooooşş diyerek güzelleme yapacak ve takibe alacaklar.  Fakat biz biliyoruz ki hiçbir işletmenin farkındalığı olmaz, ideolojisi olmaz...  İşletmelerin tek amacı vardır. Kârı artırmak. İçinde bulunduğumuz çağ da kendini entelektüel sanan koyunların bulunduğu anti entelektüel bir çağ.  Doğru olan değil, popüler olan ilgi çekiyor ve hakikat sayılıyor. Gucci gider birbirinden tipsiz kadınları ve erkekleri manken yapar, kimi markalar gider kadın kıyafetlerini erkeklere giydirir reklam yapar, bizim angut KOTON ise başörtülü kadınları kullanarak moda yaratma amacında. İşte neymiş başörtülü kadın da pantolon giyermiş de modası varmış da şuym

Güncel Karantina Meseleleri Üzerine

Resim
Merak ediyorum acaba Amerikada'da bu kadar vaka varken sağlık çalışanları Türkiyede'ki kadar tepki gösteriyormu veya karantina uygulamaları hakkında ne düşünüyorlar. Zira karantina uygulamalarını oldukça saçma ve gereksiz buluyorum. Tabi, sağlık sisteminin çökmemesi her şeyden önemli bunun için önlemler alınabilir ama alınacak önlemler de bu şekilde olmaz. Hastalığın yayılmasında bazı doktorların da payı var. Filyasyonun da. Belirti gösteren veya teması olanlara teste gerek yok git diyenler mi dersin, pozitiflerin temaslılarını kimsenin aramaması mı dersin... Sistemde ne ararsan var problem olarak. Bu kovid meselesi basit bir uygulama ile kontrol altında tutulabilir diye düşünüyorum. Fakat bunun için de vakaların alicengiz oyunlarına başvurulmadan açıkça açıklanması gerekiyor.  Günlük 50 bin ise 50 bin kardeşim. Salgın bu, olacak tabi o kadar. Turizmden mi korkuyorsun, diğer ülkeler de parlak değil zaten. Kaldı ki verilerine güvenmezlerse turizm daha kötü etkilenir.

Bir Özgürlük Yalanı: Laiklik

Resim
Yazmadan duramıyorum. Olmuyor. Sessiz sakin durayım, etliye sütlüye karışmayayım, sıkıcı olmayayım diyorum ama kendi içimin sıkıntısını gideremiyorum. Yazmadan olmuyor.  Bir gün ne zaman başım belaya girecek bilmiyorum ama bu muhtemelen düşünce suçundan kaynaklanacak. Kaldı ki keşke her suç böyle onurlu bir şeyden kaynaklansaydı ya neyse... Bazen diyorum oğlum neden bu kadar ayrık düşünüyorsun, neden her konuya muhalif bir münferitsin ama kendime bir cevabım yok. Sadece farklı düşünüyorum. Düşüncelerim hakikat midir değil midir Allah bilir ama elimden geldiğince objektif ve adil olmaya çalışıyorum. Insanların sevip sevmemesine bakmadan neyi hak biliyorsam onu konuşuyorum. Bugün ise muhalefet partilerinin diline doladığı özgürlük ve demokrasi sanrısından söz edeceğim. Bir taraftan "laiklik inanç özgürlüğüdür" diyip, insanlara nasıl bir seküler laikliği dayattıklarından bahsedeceğim. Öncelikle şunu söyleyip bir gerçeğin altını kalınca çizeyim, zira bunu yapmakta old

Muhafazakâr Gençlerin Pasivize Edilmesi: Cinsel Baskılar

Resim
Ufak Bir Hatırlatma Muhafazakar gençlerin halet-i ruhiyeleri üzerine yazdığım bu yazı muhtemelen radikal islamcıları (%100) veya dindar insanları (%40) mutlu etmeyecektir. Hatta kimi bu ne saçmalıyor da diyebilir, lakin bu yazının konusu toplumda gözlediğim bir durum analizini içermektedir. Dolayısıyla, ben gördüğüm gerçekleri söylemek, anlatmak zorundayım. Mutlu etse de etmese de... Bu yazıyı "Kadın Üniversiteleri 2021'de açılacak!" haberi üzerine yazmaya karar verdim. Zaten bir şeyi yazmam için de benim mutlaka bir şey görüp tetiklenmem gerekiyor. Güzel ülkemin vasıfsız siyasetçileri öyle saçma kararlar alıyorlar ki tetiklene tetiklene 1 senede 51. yazıya ulaştım. Yazıp, çizip giydiriyorum. Duyan var mı? Yok. Fakat birkaç insanın kafasını açabiliyorsam bu yazılarla, benim için kafidir. Doğrusu kimse okumasa da yazardım. Zira, ilk yazılarımı kimse okumazdı da zaten. Yazı yazmak benim için psikoloğa gitmek gibi bir şey oldu artık. İçimi döküyorum ve bu beni rahatlatıyor.

UBER: Taksicilik Sorunu

Resim
Gelen Gideni Her Zaman Aratmaz. Geçenlerde UBER'in gidişine üzüleceğimiz bir olay yaşadım. Hastaneye gitmek üzere durakta beklerken yanımda benden önce gelen 2 kadın ve balkondan düşmüş yaralı bir ev kedisi vardı. Buraya kadar her şey normal tabi; Taksici arabasına hevesli bir şekilde gelerek nereye gideceğimizi sordu. Ben bahçelievler cevabını, kadınlar da bayrampaşa cevabını verdi. Burada ilk ahlaksızlık taksicinin ilk geleni sorması gerekirken mesafe hesaplaması yapmasıydı. Taksici ben daha uzağa gittiğim için beni götürmek istedi. Sonrasında kedinin balkondan düştüğünü belirten kadına "ne yapayım abla" minvalinde bir cevap verdi ki bu cevapla hem ilk ahlaksızlığını unutturdu hem de öfke katsayımızı yükseltti. "Ben daha sonra geldim hem kedinin canı söz konusu" dememe kalmadan kadınlardan biri öfke kontrolünü kaybedip bizim taksiciye küfürler yağdırdı (haklı olarak).  Sonuç olarak çevrenin de tepkisine dayanamayan taksici 3'e 5'e tamah ederek