Aşı Çalışmaları Üzerine


Bu aşı muhabbetleri gece gece beni bir tefekküre daldırdı.

Bazen kendime de şaşırıyorum doğrusu. Geceleri kimi gidenine ağlıyor, kimi de gelmeyenine...

Benim gelen de giden de umrumda değil. Duygusuz muyum; hayır. Fakat gecenin bu vakti aşı çalışmalarına kafayı taktım. Neyse, dünyaya ne virüsler geldi geçti, kiminin aşısı var kiminin yok ama çoğunun yok. Örneğin, AİDS'in doğduğu günden bugüne 40 50 sene geçti ama hala aşısı yok. 

Birara da Güney Amerika'da Zika Virüs dalgası vardı.

Yanlış hatırlamıyorsam, Brezilya'da Dünya kupası oynanacaktı ve o zamanlar yabancı oyunculara "latin kadınlarıyla birlikte olmayın" gibi uyarılar yapılıyordu.

Gelgelelim, zika virüsü de geldi geçti. Ne aşısı çıktı ortaya ne ilacı.

Ama bu korona muhabbetinde durum farklı. Düşünsenize koskoca dünya 40 50 sene aids'e aşı bulamamış ama solunum yoluyla yayılan bir hastalık olan Kovid19'a 7-8 ay içerisinde birden fazla firma tarafından aşı üretilmiş.

Bu sağlık sektörünün para ile olan ilişkisini bana sorgulatıyor. Eğer Aids'de korona kadar hızla yayılan bir virüs olsaydı muhtemelen bugüne kadar çoktan aşılar üretilmişti Aids için.

Dolayısıyla, denebilir ki bir ilaç firmasının bir hastalığa aşı üretmesi için finansal firsatlar görmesi lazım pazarda.

Piyasalara bakılırsa, aşı ile ilgili olumlu haberler veren her firmanın hisseleri yükselişte ve bu aşılar seri üretime geçildiğinde ciddi paralar kazanacaklar.

Çünkü bu hastalık küresel ekonomiyi neredeyse durma noktasına getiriyor ve aşının alıcısı çok fazla... Milyarlarca insanın bulunduğu bir pazardan bahdediyoruz burada.

O halde aşı çalışmaları da piyasaya bu kadar bağlıysa denebilir ki bilim de finansal sisteme entegre bir şekilde ilerliyor. 

Piyasanın ihtiyaçlarına uygun olarak bilim ilerliyor. Adeta bilim için bilim değil, piyasa için bilim söz konusu.

Tabi, işin içine para girince de bilim insanlarının samimiyeti sorgulanıyor. 

Örnek olarak şu soruyu sormadan edemiyorum.

Sürekli tüketilen tansiyon ve şeker ilaçları bu kadar satılıyorken hiçbir ilaç firması bu hastalıkları tamamen bitirecek çalışmaları yapar mı?

Sadece diyabet hastalığının kökten çözümü demek, onlarca ilacın boşa çıkması ve milyarlarca dolarlık bir piyasanın çökmesi demek.

Eğer bilim insanları bu piyasa baskıları olmadan sadece bilim için bilim yapsalardı muhtemelen çoğu hastalıklara çözüm bulunabilecekti.

Tabi, tüm suçu bilim insanlarına yüklüyor gibi konuşmayayım. Çünkü şirketler bilim insanlarını fonlamasaydı bugün ortaya çıkmış çoğu ilaç çıkmayacaktı belki de. Zira bu ürünlerin hepsi uzun bir ar-ge sürecinin eseri.

Sonuç olarak, ortada böyle bir realitenin olduğu bu durumda devletlerin insan sağlığını piyasanın insafına bırakmaması gerektiği açıktır.

Devlet üniversiteleri ve bilim insanlarını sadece belirli bir hastalık için fonlamalı ve o kurumlarda kümülatif artan veriler toplanmalı.

Bu sayede devletler ilaç şirketlerinin ilaçların fiyatları konusundaki tehditlerine boyun eğmeyecek ve kendi toplum sağlığını koruyabilecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed Temporal Lob Epilepsi Hastası mıydı?

Mütevazi Bir Cuma Duası

Dilan Polat Bir Vatanseverdir, Neden mi?