Enflasyon Miktarında Faiz

Yine dünya ve ahiret arasında kaldık bu konuyla. İnançla örülü vicdani yük o kadar zorluyor ki insanı, aklın söylediği meleğin gönlünü mü kırar, şeytanı melek gibi mi gösterir düşünmeden edemiyorsun. Meleğin gönlünü kırmaktan da haddini aşan şeytana haddinden fazla değer vermiş olmaktan da korkuyorsun.

Gelelim günümüzün meleklerine ve şeytanlarına. Halifelerine ve sultanlarına...

Hz. Ömer ve Selman-ı Farisi arasında şu konuşma geçer:

- Ben halife miyim, yoksa sultan mı ? - Eğer sen, Müslümanların malından bir dirhem dahi olsa, kanunsuz olarak (hakkın olmadığı halde) alırsan ve bunu da keyfin için harcarsan o zaman sultansın; değilse halifesin. 

Bu sözler Ömer'i ağlattı.
Bir gün Ömer dedi ki:

"Allah'a yemin ederim ki ben halife miyim, sultan mıyım bilemiyorum. Eğer sultansam vay halime."
(İbn-i Sa'd, a.g.e., Iv/113.)

Günümüzün karar vericileri gerçeklerden uzak, ideolojik körlük ile aldığı kararlarla veya kirli çıkar hesaplarıyla bir "Sultan" olduklarını her gün bir kez daha kanıtlıyorlar. Günden güne fakirlik ve mutsuzluk artıyor. Yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz, yüksek gelecek kaygısı eşliğinde hayatımızı yüksek gerginlik enlemlerinde yaşamaya artık alıştık. Fakat bu makus talihin bir çıkışı olması lazım. En azından bireysel anlamda. Fakat bunun değişebilmesi için önce zikrimizin altındaki fikrimizin değişebilmesi lazım. Değişmese bile en azından sorgulanabilir olması lazım. 

Şimdi payıma düşenleri sorgulayıp, konuşacağım.

Hep söylerim. Yüksek enflasyon emek hırsızlığıdır. Alın terini hırsızlıktan korumak ise farzdır. Dolar yüksek, altın yüksek, ayrıca ne dediğini ne yaptığını bilmeyen karar vericiler yüzünden volatilite de yüksek. Türkiye borsası zaten Allah'a emanet. Geriye ne kaldı faiz. O da haram. 

Günümüzün fetva verenleri faiz haramdır der. Hırsızlık haram değil mi? İnsanlar kazançlarını korumak için parasını faize verdiğinde bu haram oluyor da halkın parasını günden güne aldığı s.kik kararlarla eritenler haram işlemiş olmuyor mu?

Ne der bu duruma fetvalarınız? Garibanın 5'i yarın 3'e düşüyor. Çözümünüz nedir? Milyonlarca dolarlık diyanet bütçesiyle Problemlere hiçbir çözüm üretmediğiniz gibi, esas problemin ana kaynağı olmaya devam ediyorsunuz. Sorgulamak da yasak. Konuşmak da.

Biri çıkıp "ya bakın küresel ekonomi sistemi artık çok değişti, faizden artık kaçamıyoruz" dediğinde şeytan çarpmışa dönüyorsunuz. Fakat elle tutulur bir çözüm bile üretmiyorsunuz. O milyon dolarlık bütçelerinizle Allah'la bizi başbaşa bırakıyorsunuz.

Diliniz %15'lerde faiz uygulayan Ebu Suud'ları söylemez. "Faize nasıl cevaz verirsin be hoca" da demezsiniz. 

Fakat mesele garibanın alın teri olunca dilinizden "yav bu haramdır" da eksilmez.

Sizin otorite olduğunuz din bile fakiri daha fazla ezmek, daha fazla fakirleştirmek üzere çalışıyor.

İndirilen dinin sizin dininizden daha akılcı, daha adil, daha cesur olduğu açık. En azından üzerine düşünüp yeni fikirler üretebiliyorsun. Sorgulamana izin veriyor.

Hadi sizin gelenekselci din bakışınızla düşünelim ve Faiz haramdır diyelim eyvallah ama şu soruları da sormama izin verin.

3 sene önce arabamı satıp borcunu ödediğim bir arkadaş durumunu yeni düzeltip bana aynı miktarı geri ödedi. Fakat ben aynı arabayı tekrar alamıyorum. Bu durum adil midir, adalete sığar mı, benim hakkımı kim koruyacak?

Buna dininiz ne diyor? 

Şimdi sorgulama sırası sizde enflasyon miktarında faizin haram olduğunu savunan arkadaşlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed Temporal Lob Epilepsi Hastası mıydı?

Mütevazi Bir Cuma Duası

Büyükşehir Belediyelerinin Hukuki Statüsü