Günah ve Gurur


Şeytan'ın günaha sevketme gibi kötü bir huyu vardır evet ama şeytanın belki de en güzel huyu günahkarları günahlarıyla gurur duyacak kadar amatör bir hale getirmesidir.

İşlediği günahtan zevk alan amatör artık bundan gurur da duymaya başlıyor. Gizli kalacağını düşündüğü her şeyi artık kendi diliyle ifşa ediyor.

Bunu toplumun her kesiminde görebilirsiniz. Sigara, alkol kullanıp adam olduğunu zanneden mi dersin, birlikte olduğu kadınları her yerde anlatan mı dersin. Ne ararsan var, sürüsüne bereket.

Bu amatörler bunlardan zevk alıp, gurur duyuyorlar ama hayatları da aynı ölçüde zindana dönüyor, lakin çoğu farkına bile varmıyor.

İlk önce yaşadıkları toplum tarafından gözden düşüyorlar. İnsanlar yüzüne gülse de artık bu kişiye günahlarının yüklediği şaibeden dolayı güvenmiyorlar, arkasından konuşuyorlar.

Makamı, mevkisi, parası yoksa günden güne gözlerden düşüyor ve gün geliyor gurur duyduğu şeyleri anlattığı kişilerden bile tek bir yardım bile göremiyorlar.

Tabi, bunun en kötü yanı ise tövbe kapısının kapanmasıdır. İnsan bir günah için eğer pişmanlık duyuyorsa tövbe eder. Günahından gurur duyan biri tövbe eder mi hiç?

Bu insan için söz konusu günah artık bir ihtiyaç haline gelir ve bunun için satamayacağı hiçbir şey yoktur. Aile, makam, para... Her şeyi bu günah putunun uğruna tek tek harcar.

Alkol, uyuşturucu, zina... Bunu kutsal kitapta görebileceğiniz tüm haramlarda tespit edebilirsiniz (domuz eti hariç -onun sosyolojik, tarihsel bir boyutu vardır-).

Dolayısıyla, kötü alışkanlıklar ve günahlar aslında her biri güçlü putlardır. Zaten imanın temel unsuru da budur. Allah için putlarından vazgeçmek.

Peki, ben buna neden şeytanın iyi huyu diyorum? Bu şeytanın ilginç bir tuzağıdır ama temiz akıl sahipleri için mükemmel bir ibret aracıdır.

Söz konusu günahkarların hayatlarını hazlar uğruna nasıl zindana çevirdiğine birebir şahit olursun. İyi ve güzel olanları, kötü ve çirkin için nasıl harcadıklarını gözlemlersin.

İşte o zaman anlıyorsun, pişmanlık duygusunun önemini, tövbenin önemini.

Bir günaha düşmemek bulaşmamak elbet zordur ama tövbe etmek de ayrıca güçlü bir irade ister.

Tövbe etmemek de problem değildir. Bir günahı işlerken onun günah olduğunu ve gurur duyulacak bir yanının olmadığını hatırlamaktır temel meziyet.

Çünkü bu içindeki tövbe potansiyelinin, güçlü iradenin kırıntısıdır.

Birinin adına korkacaksınız bu kırıntıyı kaybeden kişi için korkmalısınız.

Çünkü bu kişi artık adına şiirler yazılan insan olma yolundan çıkıp, hayvandan daha aşağı olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

İşte o zaman, ne karşınızda bir insan vardır, ne de uğruna endişelenip üzüleceğiniz güçlü bir irade...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed Temporal Lob Epilepsi Hastası mıydı?

Mütevazi Bir Cuma Duası

Dilan Polat Bir Vatanseverdir, Neden mi?