Mutluluğu Çağırmak


Hayatta inişler çıkışlar her zaman olur, bu normaldir, olması gerekendir. Varlık yoklukla bilinir, mutluluk üzüntüyle çünkü tabiatta her şey zıttı ile var olur.

Dolayısıyla başa gelen ne olursa olsun eğer ağır hastalık ölüm gibi ciddi mevzular değilse, söz konusu dertler uzun bile sürse ömür boyu sürmeyeceği inancında olabilmek çok önemli.

Dert varsa derman aranır, derman bulunur dertten kurtulmanın mutluluğu yaşanır hayat akar gider. Hayat akarken monotonluktan şikâyet edilir. Zamanın bizi öldürdüğünü bile bile, zamanı öldürmek için yer ararız.

Bunlar bir sorun mudur peki? Değildir. Kim nasıl mutlu hissediyorsa öyle olsun. Ama bu mutluluklar kısa vadeli ve aşırı değil, uzun vadede insanı azar azar doyuran mutluluklar olmalı. Olmalı ki insan rehavet ile bir anlık mutluluğun bedellerini bir ömürlük üzüntü ile ödemesin.

Temel nokta bu. Mutlu olmak. Kendini mutlu bir insan olarak tanımlayabilmek. Mutluluğu azar azar  nefsi doyura doyura tadabilmek.


Kendinize şunu sorun (zira ben ara sıra kendime sorarım): Ben sahiden mutlu bir insan mıyım? Bu sorunun cevabı çok önemli. Bu sorunun cevabı insana kendini sorgulatır da sorgulatır...

Mutlu değilseniz neden mutlu olmadığınızı da sorgularsınız. İstekleriniz gerçekleşmediği için mi mutlu değilsiniz?

İnsanın istekleri, hevesleri sınırsızdır. Sınırsız bir isteğe bağlı olan mutluluk, bir insanı tatmin edebilir mi? Edemez. Dolayısıyla, mutsuz olabilmek için daha büyük bir sebep vardır. 

Mutluluk tamamen bir inanç meselesidir.

Mutsuz insan yoktur, kendini mutlu olarak tanımlamayan insan vardır.

Insan kendini mutlu bir insan olarak tanımlamalıdır. Dertlerin, hayatın ve bilumum ihtirasların geçici olduğu böyle bir ortamda kronik bir mutsuzluk mantıksızdır.

Siz mutluluğu çağırın o size gelir.

Eksikliklerinizle, fazlalıklarınızla "ben kendimi mutlu bir insan olarak tanımlıyorum" diyebilin.

Çünkü, 

Düşüncelerinize dikkat edin;
sözlerinize dönüşür.

Sözlerinize dikkat edin;
davranışlarınızı belirler.

Davranışlarınıza dikkat edin; 
alışkanlıklarınıza dönüşür.

Alışkanlıklarınıza dikkat edin;
karakterinizi şekillendirir.

Karakterinize dikkat edin, 
karakteriniz kaderiniz olur.

Vesselam...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed Temporal Lob Epilepsi Hastası mıydı?

Mütevazi Bir Cuma Duası

Dilan Polat Bir Vatanseverdir, Neden mi?