Vergi Cehennemi: Hakkın Sesleri
Önceden kibardım. İnsanlara karşı, inançlara, ideolojilere ve her şeye karşı. İsim vermez, üstü kapalı bir şekilde eleştirilerimi yapar insanların anlamasını beklerdim. Sonra farkettim ki, her şeye karşı kibar olmam, hakikate zulmetmekten başka bir şey değildi. Doğrudan ve aleni söylenen sözlerin yerini, kibarlıkla ve dolaylı yoldan söylenen sözler tutmuyordu. Yazılarımı daha önceden planlamadığım ve kalemime gelen sözleri ölçmeyi pek tercih etmediğim için bu yazının gidişatında yazıyı bir siyasi eleştiriye mi, toplum eleştirisine mi çevireceğim bilmiyorum ama siz bunu okurken, bu yazıyı sadece bir hakikat çağrısı olarak almanız benim için yeterli olacaktır. Şimdi girizgahı ve bahsettiğim kibarlığı bırakıp, hakikat olarak bildiklerimi anlatmaya başlayabilirim. Gitme ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım: Ne yapıp ye’simi kahreyleyeyim, bilmem ki? Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki! .. Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan Yatıyor şimdi… Nas