Kayıtlar

Bitcoin Üzerine

Resim
( Yatırım Tavsiyesi Değildir! ) ( Şahsi Gözlemlere Dayanmaktadır! ) Bitcoin yatırım aracı mıdır değil midir o tartışmaya girmeyeceğim ama Bitcoin en riskli yatırımlardan biridir. Bir saat içinde tüm birikim kaybedilebilir de çok kazanç elde edilebilir de. Bu yüzden alt coinler de dahil olmak üzere, sistemi iyice çözüp, bütçenizi ve kendinizi yormayacak bir şekilde yatırım yapmalısınız. Peki, sadece rakamları izlemek yeter mi? Sadece rakamları izlemek yetmez. Destek ve direnç kavramlarını da çözmek gerekli. Temel mantık şu; Destekten al, dirence yakın sat. Yani, düşenden çok korkma, paniğe kapılma, yükselene girme. Bitcoin fiyatları neye bağlı olarak artıp azalıyor? Kullanıcı sayıları ve para giriş çıkışlarının büyüklüğü… Sert düşüşlerin nedeni ne? Beklentiler… Bitcoin henüz yeni popülerleşmiş bir alan olduğu için çeşitli açıklamalardan ve olaylardan oldukça fazla etkileniyor. Örneğin, bitcoin’in ciddi yükselişlerinden sonra hep bir düşüş yaşanıyor ve destek noktalarına iniy

Akkuyu Nükleer Santral Projesi: Deprem ve Tsunami Riski

Resim
Türkiye öyle şanssız bir ülke ki, ihtiyacımız olan Nükleer Santrali kurabilmek için lokasyon seçeneklerimiz oldukça kısıtlı.  Denize yakınlık büyük bir önem taşıyor ama deprem ise nükleer santraller için büyük bir tehlike. Yukarıdaki haritada görüldüğü gibi Mersin fay hattı konusunda diğerlerine göre görece daha iyi bir durumda gibi gözüküyor. Tabi, jeologlar daha iyi bilir. Fakat olası bir depremde Mersin'in doğusunun daha fazla etkileneceği de ortada. Şu anda yapılmakta olan Akkuyu nükleer santrali ise Gülnar ilçesinde konumlandırılmış. Velhasıl, benim yorumum lokasyon seçiminin iyi yapıldığı yönünde. Tabi bu deprem ve tsunami tehlikesini ortadan kaldırmıyor. Dolayısıyla, santral inşaatının depreme dayanıklılık konusunda Fukuşima'yı örnek alması gerekebilir. Fakat, dalgakıranların konumlandırılmasi noktasında, Fukuşima iyi bir örnek değil.Zaten santralin tsunami sonucu hasar görmesinin en büyük sebebiydi dalga kıranların yanlış hesabı.

Uyandırma Servisi

Resim
Uyandırma Servisi... 2040'da dünyayı bekleyen su kıtlığı öngörüsü. Basit bir coğrafya bilgisi olarak Türkiye yarı kurak iklime sahiptir. Küresel ısınma kurakları daha kurak, yarı kurakları ise kurak iklime dönüştürecek. Dolayısıyla 2040'dan önce kurak bir Türkiye göreceğiz. Durum şu açıdan içler acısı. Küresel ısınma tahminlerin üzerinde artıyor. Karbon salınımı artmaya devam ediyor, nüfus artmaya devam ediyor. Dolayısıyla, yakın gelecekte içme suyuna erişim oldukça pahalı olacak ve bu durum ilk önce yoksulları vuracak ama çok sert bir şekilde. Sadece su değil, gıdaya erişim de zorlaşacak. Türlerin yok olması çeşitli ekolojik sorunlara yol açacak. Kuraklaşan iklim ekip biçmeyi zorlaştıracak. E tabi sulama işleri de zorlaşacağı için tarım neredeyse imkansız olacak. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda neler yapılabilir? Verimlilik, tasarruf, Malthus teorisi, temiz enerjiler, bilimsel gelişmeler öne çıkan 5 unsur. Her alanda verimliliği artırarak kaynakları mümkü

Deliliğe (S)Övgü

Resim
Deli gibi sevmek, aşkından gözü kör olmak vesayre... Dil kimliktir. Dilin klişeleri kimliklerimize yansıyınca aklı başında seven de kimse kalmadı. Biri de çıkıp şunu demedi: Seni seviyorum. Deli gibi de değil, gayet aklı başında biri olarak seviyorum. Akılla, duyguları hep çarpıştırdılar. Akılsız sevgiden doğan her ihaneti, her şiddeti ise "kara sevda, aşktan deliye döndü" diyerek bahanelerle olumlama yaptılar.  Bir de tasavvuf modelleri vardı bunların. Onlar da imanı akılla çarpıştırdılar. Aklını kullanıp Allah'a erişen İbrahim değil, sözde ilahi aşkından divane olup dönmeye başlayan Rumi daha çok övüldü. Allah aklını kullan dedi, onlar akılsız iman dedi. Tabiat aklınla sev dedi, onlar aşkın gözü kör dedi. Dediler de dediler. Dilimize pislikleri boca ettiler. Akıldan yoksun Dil ise oldu bize kimlik. Şimdi ise kimliğin dışına çıkabilmek için sancılar çekiyoruz.  Sevgiyi akla bağlamak adeta suç gibi. Kime anlatsan o işler öyle olmaz diyor. Haklılar. Olmuyor da.

Sen'in Gelmeyişine

Resim
Eylül de bitti. Ve sen hâlâ gelmedin. Yağmurlar damlayacaktı ıslak saçından, gözyaşından bir deniz getirecekti seni. "Ah"ların şişirdiği yelkenleri yürek zarından yapılmış bir gemiyle gelecektin. Ellerinde gözlerimi getirecektin; seni Yusuf bilip, Yakup gibi giderken ardınsıra yolladığım gözlerimi. Bunca küf kokmayacaktı ayrılığımız. Kavlimiz böyle değildi. Beni hacil bırakmayacaktın ele güne, dosta düşmana karşı. Sevmek yüreğe saplanmış bir bıçaktı, biliyorum; fakat bunca firkatin adını da koyamıyorum. Bilseydim, imrenir miydim hiç uçan kuşlara? Bilseydim, aylardan Eylülü, vakitlerden akşamı, çiçeklerden zambağı, kuşlardan turnayı, leyleği koyar mıydım lügatlere? Bak, kokun geldi burcu burcu toprak gibi, bir yoksulun ellerine düşmüş Sıcak ekmek gibi, kan gibi, gözyaşı gibi, ter gibi, emek gibi. Fakat sen gelmedin. Acın geldi, sancın geldi. "Derin bir nefret olmadan derin bir muhabbet nasıl olur?" demiştin ya! Bak, kıtlıkta verilmiş bir sokum gibi yollad

Stockholm Sendromu

Resim
Ümit Can Uygur... Türkiye standartlarının üstünde orul orul orospu çocuğu olarak adını duyurmuş olan bir isim. Aleyna'yı öldürdüğü söylenen bu orospu çocuğunun Dm kutusu. Konuşmalar bir hayli iğrenç, o yüzden okumadan direk aşağı inip yazıyı okumaya başlayabilirsiniz fakat ben ibret için yine de koydum.  Nietzsche "Kadınlara mı gidiyorsun kırbacını unutma." Diye bir ifade kullanır. Tabi, git kadınları kırbaçla dememektedir. Kadın senin gücünü hissetmeli,çünkü onun yaradılışı böyle gerektirir demektedir. Kadınların sadece çok az bir kısmı tercihlerini rasyonel yapıyorlar. Çoğunluğu sebebi onlarca olmak üzere, tercihlerini hep toksik diye nitelendirilmesi gereken ama söz konusu kadınlar için alfa olan erkeklerden kullanıyorlar. Entelektüel birikim yapan, çalışkan, efendi ve dürüst erkekler kadınların ilgisini çekmezken nerede veled-i zina, nerede karaktersiz itoğlu it varsa onları seçme eğilimindedirler. Dediğim gi

PR: Farkındalık ve Politik Doğruculuk

Resim
Yeni nesil PR yöntemi. Abuk sabuk ama prim yapan sözde Farkındalık fikirlerini kullanarak reklam yapmak.  Reklamcılık açısından baktığımızda bence başarılı bir fikir, bolca aptalı kendine çeker, adından söz ettirir. Fakat, rasyonel insanın elbette umrunda olmuyor bunlar. Mesela bu paylaşımı birçok aptal birbirine gönderecek, ay neee hooooşş diyerek güzelleme yapacak ve takibe alacaklar.  Fakat biz biliyoruz ki hiçbir işletmenin farkındalığı olmaz, ideolojisi olmaz...  İşletmelerin tek amacı vardır. Kârı artırmak. İçinde bulunduğumuz çağ da kendini entelektüel sanan koyunların bulunduğu anti entelektüel bir çağ.  Doğru olan değil, popüler olan ilgi çekiyor ve hakikat sayılıyor. Gucci gider birbirinden tipsiz kadınları ve erkekleri manken yapar, kimi markalar gider kadın kıyafetlerini erkeklere giydirir reklam yapar, bizim angut KOTON ise başörtülü kadınları kullanarak moda yaratma amacında. İşte neymiş başörtülü kadın da pantolon giyermiş de modası varmış da şuym