Kayıtlar

Mütevazi Bir Cuma Duası

Resim
Allah'ım topraklarımızdan gaz, petrol fışkırt, derinlerden uranyum gönder bize. Benzin, elektrik sudan ucuz olsun. Kentsel dönüşümü tamamlayalım, sanayilerimizi büyük şehirlerin dışına taşıyalım. İstanbul'un nüfusu 5 milyona düşsün. Herkes 3+1 evlerde yaşasın, Güneş görmeyen hiçbir dairemiz olmasın, bodrum katlarını yalnızca çocuklarımızın ağaçlı ve güvenli yollarımızda sürüp eskittiği bisikletlerini koymak için kullanalım. Her evin en az 2 4×4 araba koyabileceği otoparkı olsun. Memleketimizin heryerine duble yollar yapalım. 81 ilin tamamını arabalarımızla gezip görelim, toplu taşımaya ihtiyaç kalmasın, trafik derdini tamamen çözmüş olalım. Çarpık kentleşmenin içine sıçıp tüm çirkinlikleri yakıp yıkalım, yerine ağaç dikelim, estetik değeri olan güzel binalar yapalım. Tüm dilencileri toplayalım, hepsine bir iş verelim, buna rağmen dilenmeye devam ederse onu o zaman düşünelim. Memlekette tek bir başıboş köpek kalmasın hepsini sahiplendirelim ya da ebedi istirahate uğu...

Dilan Polat Bir Vatanseverdir, Neden mi?

Resim
Bu Dilan Polat hikayesinin altında yatan aslında büyük bir Türkiye gerçeği var. Detaylarına inmek gerekirse; Türkiye 21 Kasım 2021'de, kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele önlemlerinin yetersiz olduğu sonucuna varıldığı için Mali ve Ürdün ile birlikte küresel kara para aklama ve terör finansmanı gözlemcisi FATF tarafından “gri listeye” alındı. Jamaika, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Nikaragua, Panama, Suriye, Uganda, Yemen ,Zimbabve ise diğer ülkeleri oluşturmaktadır. Siyasilerin bizi görmek istediği konumlandırdığı lokasyon tam olarak burası :) Peki Nedir Bu Gri Liste? FATF 2000 yılında bu yana terörizm finansmanı ve kara para aklamaya karşı FATF blacklist ülkelerini yayınlar. Şu anda sadece Kuzey Kore ve İran bu listededir. Ancak bunun yanında bir de riskli gözlem altında ülkeler listesi vardır. Bu listeye de Gri Liste adı verilmektedir. OECD ve Avrupa Birliğinin her ne kadar ayrı gözlem listeleri olsa da FATF'ın yayın ve raporlamaları dikkate alınmaktadır. Çoğu...

Dertleşme: Deveyi Güdemeyenler

Resim
Kendime inancım tam. Hayatıma karşı oldukça motive ve istekliyim. Hayallerim, planlarım var. Mutlu olmak için de çok sebebim var. Lakin yanlış bir şeyler var. Kafamı yastığa koyduğumda zihnimde beliren engellerin hiçbiri mikro düzeyde değil. Makro düzeyde. Yaşadığım coğrafyanın kendine has zorlukları var. Zorluklar var olsa da çözümsüz değiller. Fakat, ülkenin politikacılarının basiretsizliği ve liyakatsizliği bu çözümlere ulaşmaya en büyük engel. Hatta çözümler üretmek bir kenara dursun, problemleri büyütmek için çalışıyorlar gibi. Politikacıları problemlerin problem olduğuna bile ikna edemiyoruz. Deprem diyoruz, sorumluluk al diyoruz. Onlar asrın felaketi diyorlar. Yani "bizim dışımızda kim olsa bu böyle olacaktı, bu felaket çok büyük, bizim sorumluluğumuz yok" diyorlar. Ekonomik krizdeyiz ve bu krizi siz büyütüyorsunuz diyoruz, onlar "olur mu canım Dünya'da da kriz var, hatta onlar daha kötüler" diyorlar. E tabi onlar da biliyor kimse de yurtdışın...

Mutluluk Üzerine: Sosyal Medya Lümpenleri

Resim
Sosyal medyada genelde düşüncelerimi paylaşmayı daha değerli buluyorum. Öyle itibar edilen görüşler sunan Sokrates falan olduğumdan da değil. Zaten her fikir destekçi bulabildiği gibi muhalifini de bulur. Lakin mesele o değil. Mesele anlaşılmak istiyor olmam. Her insan gibi ben de kendi zihnimdeki ütopyada yaşıyorum. Bu ütopyaya uymayan tüm çarpıklıkların sancısını ise konuşarak, paylasarak azaltma yoluna gidiyor(d)um. Sonradan fikirlerimi de kendime saklamaya başladım. Zira herkesin yaşamı zor. İnsanlar bir de para verdikleri şu internete girdiklerinde benim leblebi kafalı kılıçdarın adaylığı ile ilgili görüşlerimi bilseler ne bilmeseler ne. Bir story atarsın, 3 kisi itibar eder 5 kisi itibar eder. Geri kalanı için sadece zaman kaybısın.  Dediğim gibi insanların hayati zaten zor. Bir de telefona her girdiklerinde siyasi, felsefi konularin insanların karşısına çıkmasına gerek yok. Gezilen görülen yerlerin fotoğrafları, bir iki bebek videoları, müzik paylaşımları... Sosy...

Tefeci Devlet: KYK Kredisi ve Nas

Resim
Daha önce faiz ve enflasyon arasındaki ilişkiyi incelemiş ve bunun dini anlamda yorumunu yapmıştım. O yüzden bu konulara yeniden girmeyeceğim, lakin enflasyon miktarında faizin Kur'an'da yer alan ve haram olan "Riba" ile uyuşmayacağı kanaatindeyim. Bunu söyleyerek bu yazıya başlayabilirim. Uzun zamandır yaz(a)mıyorum. Zira yazabilmek için beslenebilmek gerekli. Eskisi kadar da okumuyorum artık. Kitap okumanın öyle çok matah bir şey olduğunu da zannetmiyorum. Derdinizi artırmak istiyorsanız okuyun. Aptal statüsünden sizi çıkarır kitap okumak ama IQ seviyesi ve dert doğru orantılı olarak artıyor bu süreçte.  Zaten bu düzende kimse sizden filozof olmanızı beklemiyor. Bilginizi ne kadar fazla paraya dönüştürebilirseniz, o kadar fazla huzura kavuşuyorsunuz. Ama benim gibi aptallık yapıp, yüzeysellikten uzaklaşıp her konuyu derinlemesine incelemek zorunda hissederseniz kendinizi huzurunuz kaçıyor benim gibi.  Bugünlerde bizim o büyük devletimiz, İslam'ın san...

Teknolojik Gelişme, İstihdam ve Beklentiler

Resim
Yapay zekanın, robotların yaygınlaşmasının dünyada çalışma saatlerini düşüreceğini söylemek için erken. Zira geçmişte de makineler sanayide yaygınlaştığında herkes daha az çalışacağını zannediyordu. Makinelerin yaygınlaşması üretimi artırdığı gibi insanların çok daha fazla çalışmasına neden oldu. Sermaye sahibi artık malını çok daha ucuza çok daha fazla ülkeye ve tüketiciye ulaştırdı makineler sayesinde ama işçi için hiçbir şey değişmedi. Bu fikre dayanarak sanayide robotlaşmanın çalışma saatlerini düşürmeyeceği fikrine kapılsam da hesaba katmamız gereken başka faktörler de var. O da globalleşmenin ve doğal kaynakların sınırı. Tabi bir de iklim krizi söz konusu. Bu 3 faktör üretim araçlarını hangi noktaya götüreceği bilinmez. Fakat nüfus azalmaya başladığında, doğal kaynaklar artık yetersiz kaldığında, globalleşmeyle yeni pazarlar açılmadığında üretim artmayacaktır. İşte o zaman regülasyonları göreceğiz. Devletler seve seve istihdamı paylaştıracak, çalışma saatlerini ve gün...

Çalışma Saatleri ve İstihdam

Resim
"Ey tembellik, uzun süren sefilliğimize acı! Ey sanatların ve soylu erdemlerin anası tembellik, insan kaygılarına merhem ol! " Tembellik Hakkı, Paul Lafargue Bugün İşçi Partisi Erkan Baş'ın bir videosunu gördüm. İşsizliği düşürmek için şöyle bir öneri getirdi: "İnsanlar 12 - 14 saat çalışıyor, 6 saatten fazla çalışmayı yasaklarsanız istihdam 2 katına çıkar" dedi. Bir liberal olarak söyleyebilirim ki dediği çok da yanlış değil. Hatta hiç değil. Sadece eksik. Türkiye'de çalışma saatleri çok yüksek ve koşullar ağır. Kronik enflasyon problemi çözülüp %2, %5 gibi bir noktaya geldiğinde verilebilecek en doğru karar çalışma saatlerini düşürmektir ve istihdamı paylaştırmaktır. Bir insan maksimum 4 gün ve maksimum 6 ya da 7 saat çalışmalıdır. Bu hayalperestlik veya romantiklik değil olması gerekendir. İnsancıl koşullar sağlamak ne liberalizmi ne kapitalizmi eksiltmez. Sosyalizmi de getirmez. Hatta verimliliği, üretimi ve tüketimi artırır. İnsanlar mutsuz ...